Bildiğiniz gibi çağımız sanayi toplumunun getirdiği özellikler neden ile hepimiz sedanter (oturarak vakit geçiren) bir yaşam biçimine yönlenmekteyiz. Bu yönelimin bir sonucu olarak aşırı kilo alımı (obezite-aşırı şimanlık) ve onun beraberinde getirdiği sağlık sorunları gelişmiş ülkelerde olduğu gibi ülkemizde de hızla artmaktadır. Çocukluk döneminde fiziksel aktif olan bireylerde bu sorunla karşılaşma oranı/olasılığı aktif olmayanlardan ciddi hatta yok denecek kadar azdır. Dolayısı ile bu sorunun nedenini ve çözümünü çocukluk dönemi alışkanlıklarında aramak gerekir. Günümüz elektronik ve otomobil çağı ilerleyen bir şekilde çocukların ve biz erişkinlerin egzersiz alışkanlığında gözle görülür bir düşüşe neden olmaktadır.
Çocuklarımızın fiziksel aktiviteye katılımlarının onlara sağlayacağı faydalar nelerdir?
Öncelikle daha sağlıklı ve zinde olacaklardır. Büyüme ve gelişmeleri pozitif etkilenecektir. Vücutlarının hareket kabiliyetini daha iyi anlayıp geliştirme olanağına sahip olacaklardır. Vücut hareketlerini daha iyi kontrol edebileceklerdir. İleri ki yaşlarına taşıyabilecekleri aktif bir yaşam stiline sahip olacaklardır. Yaratıcı doğal yeteneklerini geliştirme şansları olacaktır. Entellektüel ve sosyal gelişim olarak önemli pozitif adımlar atacaklardır. Yaşam şartlarının, çevreninin getirdiği gerginlik, stres, depresyon, saldırganlık ve huzursuzlukla daha kolay baş edeceklerdir. Kendine güven, kendini daha iyi hissetme, bir konuya yoğunlaşma (konsantrasyon), hoşgörü (tolerans), iletişim, kişisel farklılıklara saygı duyma, kendini tanıma, sebat etme gibi birçok özellikleri pozitif anlamda gelişecektir.
Çocukluk yaşlarında fiziksel aktivitelere katılımın getirdiği faydalar/edinimler ileri ki yaşlarda devamlılık gösterir mi?
Bilimsel çalışmaların verileri bu edinimin devamlılığına işaret etmektedir. Örneğin 50’li yaşlardaki emekli bale dansçılarının kemik kitle yoğunluğundaki yaşıtlarından daha yüksek olan değerlerinin o anki aktivite düzeyleri ile ilişkisi olmadığı bunun çocukluk yaşlarında yapılan egzersizlere bağlı olduğu tespit edilmiştir. Amerika Birleşik Devletleri’nde Harvard Koleji’ne devam eden öğrenciler üzerinde yapılan bir çalışmada ise çocukluk yaşlarında fiziksel aktivitelere katılanlarda koroner kalp hastalığına yakalanma oranı katılmayanlardan belirgin düşük olduğu gözlemlenmiştir. Diğer bir çalışmanın sonuçları ışığında ise genç erişkin dönemde depresyon, intihar, ilaç, alkol, sigara ve marihuana kullanım oranının egzersize katılımın kazandırdığı kişilik özelliklerinden dolayı spor yapmış gençlerde daha düşük olduğu ifade edilmiştir.
Çocukluk döneminde edinilen egzersiz alışkanlığı erişkin dönemde devam eder mi?
Bu sorunun yanıtını da bilimsel çalışma verileri ile vermek daha çarpıcı olacaktır. Hollanda’nın Amsterdam şehrinde 13-27 yaşlarında 233 kişilik denek grubunda yapılan bir çalışmada çalışmaya katılan deneklerden 180 (%77’si) kişinin cinsiyet farklılığı göstermeksizin 15 yıl sonra aktivitelerine devam ettikleri gözlemlenmiştir. Diğer uzun dönem takipli bir çalışmada ise denek grubunun %30’nun halen aktif olduğu ve aktivite düzeylerinin orta düzeyde oldukları ifade edilmiştir. Sonuç olarak bilimsel çalışmaların verileri farklılık göstermekle birlikte çocukluk döneminde egzersiz alışkanlığı edinen bireylerin büyük bir çoğunluğunun bu alışkanlıklarını ilerleyen yıllarda devam ettirdiğine işaret etmektedir.